Y kuşağı belki de en çok analiz edilen ve pazarlama stratejistlerinin üzerinde en çok kafa yordukları kuşak. Kuşakların X, Y(Milenyum), Z olarak sınıflandırılması Amerika kaynaklı ve yapılan araştırmalar büyük ölçüde Amerikan toplumunu anlamayı amaçlıyor. Yine de Avrupa ve Türkiye gibi farklı coğrafyalarda benzer bir sınıflandırmaya gitmek mümkün görünüyor zira küreselleşmenin etkisiyle teknolojiyle kurulan ilişki ve üretim-tüketim dinamikleri buralarda büyük ölçüde benzerlik gösterebiliyor.
Bugün 33. yaşını sürenler de, 11 yaşındaki çocuklar da Y kuşağında yer alıyor. Böylesine geniş bir yaş aralığında yer alan tüm bu insanları tek bir yaklaşımla ele almak ve buna göre stratejiler geliştirmek pek işlevsel değil. Farklı ortaklıklar etrafında birtakım kategoriler oluşturmak gerekiyor ve bu insanları harekete geçirmenin yolu, bu farklı grupları nelerin motive ettiğini anlayabilmekten geçiyor.
Erken dönem Y kuşağı
13-17 yaş: Ebeveynlerine daha önceki kuşaklara göre çok daha bağlılar ve onları isyan edilecek otorite figürleri yerine arkadaşları ya da sırdaşları olarak görüyorlar. Güçlü aile bağlarından istifade ederken arkadaşları sosyal gelişimlerinde tamamlayıcı bir rol üstleniyor; akranlar tarafından onaylanıyor olmak çok çok önemli. Bu genç kuşak sosyal ağlarla dünyaya bağlanıyor ve içinde yaşadıkları toplumda üstlendikleri rol onlar için bir gurur kaynağı olabiliyor.
Üniversite çağı Y kuşağı
18-22 yaş: Yüksek beklentileri olan, hayatın her alanında başarılı olmak ve çok büyük bir oranda üniversite okumak isteyen bir grup. Aileyle kurulan ilişkinin niteliği ve yeni iletişim teknolojilerinin hayatlarındaki rolü önceki grupla benzerlik gösteriyor. Kanaatlerini büyük ölçüde sosyal ve akademik çevrelerinin etkisiyle oluşturarak sosyal yardım faaliyetlerinde bulunuyorlar. Dolayısıyla bu grubun ilgisini çekebilmek için üniversitelerle iş birliği halinde olmak iyi bir fikir olabilir.
Genç yetişkin Y kuşağı
23-27 yaş: Daha ciddi sorumluluklar alabiliyor ancak yine de ergenlik dönemini uzatma sanatında uzmanlaşmış, üniversiteyi bitirdikten sonra aile yanına dönebilen ya da herhangi bir işe girmeden önce seyahat etmeyi tercih eden bir kuşak söz konusu olan. Bir işte çalışanlar ise işlerinin onları tüketmesine izin vermiyor ve sosyal uğraşılarına öncelik veriyorlar. Bu sosyal uğraşıları, çeşitli kurumlarda gönüllü faaliyetlerde bulunma ya da bağış etkinlikleri oluşturabiliyor.
Bu genç yetişkin kuşak aynı zamanda hobileriyle de örtüşen bağış etkinliklerinde yer almaya önem veriyor. Örneğin maratonlarda koşmak diğer bağış toplama etkinliklerine göre çok daha aktif olarak yer aldıkları bir etkinlik türü. Çünkü koşmak herkes tarafından yapılabilen, pahalı olmayan bir etkinlik ve aynı zamanda sıra dışı bir format. Dahası, uzun mesafe koşularında bağış toplamak için koşan katılımcılar kampanyalara büyük katkılar sağlayabiliyor.
Stratejilerinizi belirlemeden önce, hedef kitlenizi tanımaya çalışırken bu sınıflandırmadan yararlanmanız iyi bir fikir olabilir. Ancak yine de kuşak teorisine yöneltilen fazla indirgemeci olduğuna yönelik eleştirileri de aklın bir köşesinde tutmak gerekiyor.
Raklet ile kurumunuzun Y kuşağının teknolojik beklentilerine cevap vermesini sağlayabilir, kitlenizi çok daha yakından tanıyarak sağlıklı iletişim stratejileri geliştirebilirsiniz.
Ücretsiz hesabınızı şimdi oluşturun!